23.05.2009

MURTAZA’DA BİR GÜN


Murtaza yolundayız. Bahar günleri. Hava kapalı. Gökte yığın yığın esmer bulutlar. Yağmur yağdı yağacak. Keten çimen yaylasındayız şimdi. Karşı yamaçlar kar altında. Eriyen kar suları şırıl şırıl akıyor. Yemyeşil çimenler. Bahar mevsimi bütün görkemi ile burada. Ve yer gök bir ahenk içinde. Şehirde farkında olamadığımız güzellikler, iyilikler geçidi. Köye doğru ilerliyoruz.

Bizi Murtaza Barajı karşılıyor. Otomobilden inip baraj kıyısında Nail ile bir süre yürüdük. Fotoğraflar çektik. Bu yıl baraj daha bir neşeli. Dağların karı eridikçe doluyor baraj. Yola devam. Köyün girişinde afet konutları dikkat çekiyor. Köyün içindeki bazı evler buraya taşınmış.



Köy içindeyiz şimdi. Yağmur çiseliyor. Rahmet, bereket… Yağmur, sevinci çoğaltıyor. Otomobili bir kenara bırakıp yol boyunca yürüyoruz. Bizi Bayram ağabey karşılıyor. Güleç yüzlü, şen, cana yakın, misavirperver… Rehberimiz Bayram Ağabey ile ayaküstü bir süre konuşuyoruz. Sonra köy meydanına hareket ettik. Sakin bir gün. Meydan yerinde duvara yaslanmış birkaç kişi var. Bunlardan birisini hemen tanıdım Ahmet Ağabey. Köyde Lord Ahmet namıyla bilinir. Saçları ağarmış, elli yaşlarında. Arabadan inip de onlara doğru yürüyünce bir ses yükseldi:
- Hoş geldiniz !..
- Hoş bulduk.
- Hayr ola yiğitler…
- Gezelim, görelim dedik.
- Tekrar hoş geldiniz !..
- Sağ olun.

Hemen orada birkaç fotoğraf çektim. Murtaza köyü sırtını kayalara vermiş. İri, siyah, yosun bağlamış kayalar… Hemen altında toprak damlı, kara taş ile örülmüş evler. Evlerin bir avlusu yok. Adeta birbirine yapışık evler. Köyün orta yerinden bir çay akıyor. Köyün oturumu daha çok iki tepenin yamacında yoğunlaşıyor.

Bir de aşağı mahalle var. Orası yerleşim açısından daha rahat, daha ferah… Köy meydanında çeşme, camii, sağlık ocağı, iki bakkal, bir kahvehane… Meydan yeri parke taşları ile döşenmiş. Şu köprü nice acılara, sevinçlere şahit. Dili olsa da geçmiş günleri anlatsa bir.

Çocukluk günlerime gidiyorum. Hatıralar uçuşuyor. Rahmetli babam köye giderken beni de beraberinde götürürdü. O yıllarda BMC kamyonun kasasında köye gidilirdi. Köy otobüsü yoktu. Arada bir tıslayan BMC kamyon yokuşları çıkarken daha bir zorlanırdı. Hey gidi günler hey !..

Murtaza gezisinden geriye bir güzellik kaldı.


Murat YAKUPOĞLU

20.05.2009

BAŞ SAĞLIĞI MESAJI

SAYIN MURTAZALI HEMŞEHRİLERİM,
HACI İSMAİL SOYER'İN EŞİ ŞERİFE SOYER 20.05.2009 SAAT14.00'DE VEFAT ETMİŞDİR. CENAZESİ İLHANLI MAHALLESİNDEKİ EVİNDEN İKİNDİ NAMAZINA MÜTEAKİP DEFNEDİLECEKDİR. HACI İSMAİL SOYER'E VE TÜM AİLESİNE BAŞ SAĞLIĞI DİLERİZ.

YÖNETİM KURULU ADINA GENEL BAŞKAN
NAİL SONGUR