9.04.2008

Hacıabdullah Kasabası ile Murtaza Arasında Kale Dünü Anlatıyor

Hacı Abdullah Kasabasına ermeden önce İnli kasabasından geçiyoruz. Ovada kurulu tarım ile geçinen İnli Kasabası görünürde diğer bölgelere göre daha düzenli gibi, Hacı Abdullah Kasabasına doğru giderken çevrede düz ve damlı evler yanında birkaç katlı yapılar okullar dikkatimizi çekiyor. Hacı Abadullah Kasabası ile nerede ise birleşme noktasına eren İnli Kasabası düz alanda kurulu, İnli'den sonra Hacı Abdullah Kasabasına girişte yolda eski bir kalıntı dikkatimizi çekiyor. Kimine göre han, kimine göre eski bir kilise olan tarihi kalıntının iki yan duvarı ayakta kalmış, yıkıntı halde bulunuyor. Hacı Abdullah Kasabasının başladığını gösteren "Tak" bu yerde yapılmış. Hacı Abdullah Lisesi de bölgede yer alıyor. Sağlık ocağı da yol boyunda. Kasaba girişte yolun sol tarafında düzenli katlı bir mahalle beliriyor .İlk bakışta İstanbul'da yaşayan Hacı Abdullahlılar "kasabalarını unutmamış ta mahalle kurmuş" düşüncesi yaratan bölge afet evleri olarak yapılmış, Eski yerleşim yerleri dağın eteklerinde vadide iken afet nedeni ile taşınma sağlanmış.Eski yerleşim yerinde evler harabe halde, birkaç evde insan yaşıyor.Eski yerleşim alanı dağ ile buluştuğu noktada birden çok birbirine bağlantılı mağaralar var. Çiftlike bağlı Murtaza Köyüne ulaşım sağlanan yolda ki görünüm ilginç. Vadide bir dere akıyor. Çevresinde değişik tür ağaçlar var. Murtaza ile Hacı Abdullah Kasabası arasında yolun ortalarında zirvede Murtandı Kalesi bulunuyor. Kale bir bölümünde burçları sağlam olarak görülüyor. Kasabadan Mustafa Ünlü Kale'nin içindede bazı bölümlerinin de sağlam olduğunu anlatıyor. Görkemli kale ovaya bakıyor. Niğde bölgesinde burçları sağlam kalan ender kalelerden biri. Niğde ile ilgili tanıtımlarda resmine çok rastlamasak ta kale görkemli bir güzelliği var. Dağ yamaçlarında koyun otlatan çobanlarda "bu dağlarda kalede mağara da değişik bölümlerde var" diye konuşuyorlar. Kale gibi bölgede "Bozdağı" "Takyunus" olarak anılan yerlerde tarihi eski yapılarda yer alıyor. Ayrıca "Güney" olarak tanımlanan yerde yer alan kelerlerde ilginç. Bir dönem kullanıldığı söylenen bu yapılarda dağın altında yumuşak toprak dokusuna oyulmuş. Bu yol sonunda vadide Murtaza Köyü kurulu, kavak, selvi ağaçları yanında eski yeni evler arasında mağaralarında varlığı dikkat çekiyor. Bu bölgeler yapı olarak dünde yaşamın olmasını uygun alanlar olarak not ediyorum. Köyden Murat Timur İçeri köyde eski bir yapının da yıkıldığını, eski bir caminin de bulunduğu, bölgede kimi dünden kalan yapıların incelenmesi gerektiğini anlatıyor. Bölgede eski kilise kalıntılarının olduğunu ancak detaylı bir bilgiye sahip bulunmadıklarını da sözlerine ekliyor... Hacı Abdullah Kasabası ile bölgede yol yapımı, ağaçlandırma, kanalizasyon gibi konular öncelikli olarak anlatılanlar. Hacı Abdullah Kasabası Murtaza ve Hacı Abdullah Kasabası Çınarlı yollarının da asfaltlanması isteniyor. İçme suyu ilgili yapılan çalışmalarda var... Hacı Abdullah Kasabası nüfusu 3 bin 14 olarak görülmesine karşı yaz aylarında gurbetçilerin dönmesi ile nufus on bine ulaşıyor. İmar planı 6 yıl önce yapılan kasabada imara aykırı yerleşmelerin önlenmesi ve belli bir düzen içinde yapılanma olmasına da çalışılıyor. Kasabada halkın taleplerine uygun belediye hizmetlerine yönelik çalışmaların varlığına karşın gelişen bölgede sorunlarda bulunuyor. Ağaçlandırma istenen kasabada işsizlik ve tarım ürünlerinin değer bulmaması ve göçün sürmesi de anlatılan konulardan. Kasabada bölgesel merkez olarak sağlık ocağından öte kapsamlı çalışmalarda bulunacak doktor ve ekibinin olması isteği de var. Kasabanın çevresinde bulunan tarihi eserlerin incelenmesi, tanıtıcı panolar konması ve bölgede sağlıklı kentsel gelişim projesi uygulanarak kasabanın bölge merkezi kılınması isteği de seslendirilen temenniler.


Ömer Fethi GÜRER

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Yazıyı okudum. Özellikle MURTAZA KALESİ'nin gündeme getirilmesi açısından dikkate değer. Tarihî eserlerimize sahip çıkmalıyız, korumalıyız.

salim ekici dedi ki...

makaleyi okudum. çok memnun olmakla birlikte bu güzelliklerden bu zamana kadar farkında olmadığımızdan burukluk duydum.çünkü biz bu zamana kadar doğa güzelliğini,tarihi, geniş coğrafyaları hep dışarda aradık. bu örnek , bu tanıtım bu handikapı kırar diye düşünüyorum.bu eserleri en iyi bir biçimde tanıyıp, tüm dünyaya tanıtmak dileğiyle...